”Andolsun ki, onların kıssalarında üstün akıl
sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir…….” (12/Yusuf/111)
Zülkarneyn kıssası Kur’an-ı Kerim’in hikmetlerle dolu
kıssalarından sadece birisidir. Bu kıssada izah edilen olayların düşünce
sınırlarını aşan bir niteliğe sahip olması; bu olayların, geçmişten geleceğe
izler taşıması; tesirinin ahir zamanda hissedilecek ve bedelinin ve
sonuçlarının ise çok dehşetli olması nedeniyle, bu kıssa asırlardır dikkatleri
üzerine çeken ve insanları derin düşüncelere sevk eden bir özelliğe sahip
olmuştur. Bu nedenle Zülkarneyn kıssasıyla ilgili çok sayıda kitap ve makale
yazılmış ve hakkında yüzlerce farklı yorum yapılmıştır.
Bununla birlikte yapılan yorumlarda genellikle Zülkarneyn
ismi veya sıfatı, şahsiyeti veya kimliği üzerinde durularak, Zülkarneyn’e
tarih içerisinde bir yer bulmaya çalışılmış ve onun vasıflarına uygun bir
şahıs, o şahsa uygun yolculuklar veya bir dünya hâkimi ve nihayet bir set ve
Ye’cüc ve Me’cüc tasvirleri yapılmıştır. Fakat maalesef günümüze kadar ne
Zülkarneyn’in kimliği, ne inşa ettiği set, ne yolculukları ve nede Ye’cüc ve
Me’cüc hakkında kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Ve bu kıssa her okunduğunda,
ardından, kiminin imanını perçinlerken, kiminin iman derecesini ölçen, kiminin
ise azgınlığını artıran, onlarca veya yüzlerce cevaplanmayı bekleyen soru
bırakmış ve halada bırakmaya devam etmektedir.
Hepsi bir yana beklide üzerinde durulması gereken en
önemli nokta, bu yorumlarda kullanılan yöntem ve usuldür ki, bunların önemli
bir kısmının bilimsel bir dayanağının olmadığı, birçok müfessir ve akademisyen
tarafından da açıkça ifade edilmiştir. Ve maalesef, çoğu zaman sınırlar o kadar
zorlanmış ve o kadar ileri gidilmiştir ki, kimi zaman akla, mantığa sığmayan
yorumlar yapılırken, kimi zaman da İsraliyat kaynaklarının tesiriyle Kuran-ı
Kerim’in mizacına aykırı davranışlar sergilenmiştir. Hâlbuki bu tutum ve
davranışlar, ”Rabbinin kitabından sana vahy edileni oku. O’nun
kelimelerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. O’ndan başka asla bir sığınak da
bulamazsın.” (18/Kehf/27) emrine, anlayışına ve
üslubuna ne kadar aykırıdır.
Bu kitapta, Zülkarneyn Kıssası’nın daha önce ele
alınmayan yönleri ve özellikle inşa edilen setin yapısı, yeri ve özellikleri,
farklı bir metot, farklı bir üslup ve bakış açısıyla değerlendirilmeye
çalışılmıştır. Fakat unutulmamalıdır ki umman göle sığmaz, akan su ise membaı
kadar berrak olamaz ve hiçbir ışıkta güneşi daha parlak gösteremez….
Yapılan bu çalışmanın bütün okuyuculara katkı sağlaması
ve faydalı olması dileğiyle……
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder